Bulgaristan’ın üç şehri Sofya, Bansko ve Varna, dağdan denize, kent hayatından geleneksel mimarinin sessizliğine unutulmaz sahneleri iç içe yaşatan bir yolculuk vadediyor. Bu şehirler kısa bir zaman dilimini birçok güzellikle bezemek isteyenler için birebir. Avrupa ve Asya’nın kavşak noktalarından birinde bulunan Bulgaristan’ın bir çok yüzü var. Tarihi birikimini, Komünist dönemin mirasını ve capcanlı bir moderniteyi kendine has bir üslupla harmanlayan dingin ve güzel ülke Bulgaristan, küçücük yüzölçümüne nefes kesici manzaraları, aheste akan bir hayatı ve leziz yemekleri sığdırıyor. Ülkenin hareketli kent hayatını, kırsalının sukünetini, göz alıcı dağlarını ve Karadeniz’e kıyılarını keşfetmek için bir hafta yeterli. Bulgaristan’ın başkenti Sofya çok özel bir yer. Sofya’da güzel mi güzel parklar var. Yabancı turistleriyle kıpır kıpır Vitoşa Bulvarı’nda sıra sıra kafeler, restoranlar… Vitoşa Bulvarı’nın ve hipster’ların doldurduğu Shishman Caddesi’nin dışında şehir merkezinde fin-de-siecle (XIX. yüzyılın sonlarından kalma) bina cepheleri, sessiz sokaklar, küçük dükkanlar ve davetkar restoranlar keşfedilmeyi bekliyor. Bulgaristan’daki diğer görülmesi gereken nokta Bansko. Sofya’dan yaklaşık km. uzaklıkta. Geleneksel mimariyle yeni projeleri harmanlayan Bansko, Pirin Dağı’nın eteklerine kurulu ve UNESCO listesine girmiş Pirin Ulusal Parkı ile komşu. Şehrin eski bölgesi XVIII. ve XIX. yüzyıllarda inşa edilmiş ve labirenti andıran yalılarla dolu. Koyun ticareti ile birlikte şehrin refahı yükselince Bulgar Ulusal Yükselişi’nin ana merkezlerinden biri haline gelmiş. Bugünde eski şehir bölgesi mahrur ve sessiz. Yeni Bansko ise daha farklı; turist akınına cevap veren dağ otelleri, kış sporları ekipmanları ve giysileri satan dükkanları ve pizza, suşi sunan çok kültürlü restoranlarıyla göz kamaştırıyor. Sahil gezintisi içinse Varna ön planda. Güney kıyısı yaz döneminde turistler için popüler olsa da kuzey kıyısı yıl boyunca hareketli. Sofya’dan arabayla saat uzaklıkta. Yani 430 km. Hikayesi antik dönem Yunanlara uzanan şehir artık kozmopolit bir yerleşim yeri. Burada hayat düşük tempoda akıyor ve geçmiş günlerin izlerini taşıyor. Şehir merkezindeki süslü Opera Binası ve etkileyici Assumption of the Holy Mother of Christ Katedrali görülmesi gereken yerler arasında. (SKYLIFE)