Şair Nezval, Prag için işte böyle diyordu. Sokaklarında dolaşırken Kafka’ya sözcükler bahşetmiş, söylencelerin izlerini saklamış ve tarihi dokusunu olağanüstü biçimde korumuş bir kentte olduğunuzu daha iyi anlıyorsunuz. Dünyanın en güzel meydanlarından birinden, Astronomik saatin de bulunduğu Eski Kent Meydanı’ndan başlamalı kenti gezmeye. Meydanın çevresi birbirinden güzel yapılarla dolu: Kinský Sarayı, Gotik kuleleri ile Týn Kilisesi, Eski Belediye Sarayı, içinde klasik müzik konserleri verilen Aziz Nikolas Kilisesi ve niceleriyle. Hepsini gezdikten sonra, Saat Kulesi’ni gören kafelerden birine oturun. Kulede saat başı görünen ahşaptan azizleri izlemek için toplanan kalabalık dağılana kadar kahvenizi yudumlayın.
Celetná Sokağı’ndan yürüyüp Barut Kapısı’na varduysanız, Belediye Sarayı’na yaklaştınız demektir. Bu muhteşem Art Nouveau yapıyı gezmek için rehberli turlara katılmadan önce, giriş katındaki Kavárna Obecní Dúm’da yemek yiyebilirsiniz. O sırada bir saksafoncu, salonu ezgilerle dolduracak. Cam Kubbesi, mozaikleri ve Çek sanatçıların resimleriyle Belediye Sarayı, bir sanat anıtı olarakherkesi etkiliyor. Bilet bulabilirseniz, buradaki Smetana Salonu’nda gece saatlerinde bir konser dinleyebilirsiniz.
Akşam vakti, Eski Kent Meydanı’nın arkasındaki sokaklarda lambalar bir bir yanarken, kuklacılarla dolu pasajları ve sanat eserlerinden esinlenerek yapılmış eşyalar satan mağazaları dolaşın. Prag’daki ilk akşam yemeğinizi Hotel Paris’in alt katında, Sarah Bernhard Restaurant’ta yiyebilirsiniz.
Kış soğuğunda içinizi ısıtmak için Café Imperial’de dört dörtlük bir kahvaltı yaptıktan sonra, tarih ve doğa sevenler Ulusal Müze’ye, müzik meraklıları interaktif Çek Müzik Müzesi ya da Smenata Müzesi’ne, sinefiller «Film Legengs» Müzesi’ne gidebilirler.
Öğle yemeği için Legii Köprüsü yakınındaki Café Slavia mükemmel bir yer. Nazım Hikmet Prag’a geldiğinde burda oturur, kendisine İstanbul’u hatırlatan köprüye ve Vlatava Nehri’ne bakıp dizeler yazardı. Prag’dan ayrılmadan önce Kraliyet Sarayı’nı, St. Vitus Katedrali’ni, Altın Yol’u ve Lobkowicz Sarayı’nı muhakkak görün.